Dolar 39.2897 Euro 44.9869 Altın 4243.877 Borsa 9486.56 Sterlin 53.3706 Brend 65.29
6 Haziran 2025 Cuma

Özgür Özel: Türkiye'yi Göçmen Deposu Gibi Görmek Yanlış! İşte Detaylar

Özgür Özel: Türkiye'yi Göçmen Deposu Gibi Görmek Yanlış! İşte Detaylar
5 Mart 2025 Çarşamba/20:25

Özel, Avrupa Parlamentosu'ndaki Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) grup toplantısında konuşma yaptı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in son Ankara ziyaretinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile görüşmemesinin kurumsal ilişkiler açısından önemli bir risk taşıdığını ve bu durumu çelişkili bulduğunu ifade eden Özel, von der Leyen’in kendisiyle tanışmak için "genel seçimleri kazanmayı beklemesini" eleştirdi.
Özel, "Dünyanın dört bir yanında ve Avrupa'nın her köşesinde, tam demokrasi için mücadele eden tüm siyasi aktörlerin, hareketlerin ve partilerin birbirleriyle diyalog ve dayanışma içinde olması gereken bir süreçten geçiyoruz." sözlerini sarf etti. Dünyada popülist liderlerin kurumları hedef almayı tercih ettikleri bir dönemde olunduğuna dikkat çeken Özel, "Ortak akıl yerine, sözde güçlü liderliği ön plana çıkaran bu bakış açısı, tüm dünyada yayılıyor." dedi.
CHP'nin bu duruma karşı demokrasi, hukuk ve adalet mücadelesine liderlik ettiğini vurgulayan Özel, "Ülkemizde yürüttüğümüz bu mücadele, partimizin kuruluş ilkeleri ve hedeflerinin yanı sıra AB'nin ortak değerleriyle de örtüşmektedir. Ortak değer ve hedeflerin yanı sıra ortak riskler ve tehditlerimiz de bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
CHP'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik konusundaki kararlı tutumunu hatırlatan Özel, Türkiye’nin batıya yönelme tarihinin 200 yılı aştığını belirtti. Özgür Özel, "Avrupa ile Türkiye arasında çok yönlü bir ilişki ve karşılıklı dayanışma ihtiyacı daima mevcuttur. Türkiye’nin Avrupa'yı seçmesi yalnızca tarihsel, siyasi ve stratejik bir tercih değil, aynı zamanda toplumsal bir tercihtir. İktidarların tutumu ve ülkedeki siyasi ortam, AB ile ilişkileri doğrudan etkilemektedir." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'Yİ GÖÇMEN DEPOSU OLARAK GÖREN BİRLİK OLMAMALIDIR"
Türkiye'de Avrupa Birliği'ne üyelik talebinin yüzde 66'a kadar çıktığını belirten Özel, gençlerin bu konuda daha yüksek bir isteğe sahip olduğunu vurguladı.
Özel, "AB, Türkiye'yi mülteci pazarlıkları içerisine hapsetmemeli ve Türkiye'yi sınır ötesinde bir göçmen deposu olarak görmemelidir. Türkiye, savaşlar ve iklim krizi sebebiyle doğudan gelecek büyük göç dalgasını kendi sınırlarında tutan, bunun karşılığında ise batıdan ekonomik destek ve siyasi destek bekleyen bir ülke olarak değerlendirilmemelidir." şeklinde konuştu.
Özel, "Dünyanın mevcut koşulları, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin savunma işbirliği boyutunu daha da önemli hale getirmiştir." diyerek, dünya siyaseti içinde bulunulan zorlu dönemlerin, olaylara bu açıdan yaklaşmayı gerektirdiğini ifade etti.
AB ile Türkiye’nin gelecekteki krizlerle birlikte başa çıkması gerektiğine dikkat çeken Özel, krizlere çözüm ararken güçlü kurumların, kurumsal ilişkilerin, çok taraflı bir dünya düzeninin ve demokrasi kültürünün göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydetti.
Güvenlik arayışında demokrasiden ödün vermenin sakıncalarına değinen Özel, "Dünkü ilişki biçimindeki bu kapsamlı gereksinimi görmezden gelerek, sorunları sırf sığınmacı meselesine indirgemek, gecikmeden terk edilmelidir." dedi.
Demokrasinin istikrar, insan haklarının ise güvenlik kaygısı olarak algılandığını doğru bulmadığını ifade eden Özel, şu şekilde devam etti:
"Unutulmamalıdır ki demokratik değerlere ve ilkelere bağlı olan aktörler müzakere ederken, pragmatizmi benimseyenler pazarlık yapmaya yönelir. Kolay yoldan elde edilen kazançlar, hızlı bir şekilde kaybedilebilir. Türkiye ve AB arasındaki ilişki, bir an önce ilke ve değer temeline oturtulmalı; her iki taraf, demokratik ideallerin ve demokrasi kültürünün gelişimi için işbirliği yapmalıdır."
TÜRKİYE'NİN STRATEJİK ÖNEMİ ARTTI
Belirsizliklerle dolu bir döneme girdiğimize dikkat çeken Özel, Ukrayna'daki savaş, Gazze'deki olaylar, Suriye'deki yönetim değişiklikleri ve ABD'de Donald Trump yönetiminin çok taraflı dünya düzenine yönelik yıkıcı kararları gibi gelişmeleri hatırlattı.
Özel, "Küresel dengelerin yeniden oluştuğu bu belirsizlik döneminde Türkiye'nin stratejik öneminin arttığının farkındayız. Türkiye, önemli bir jeopolitik konuma sahiptir. Bu belirsizlik ve jeopolitik gerginlik ortamında Türkiye'nin demokratik, güvenilir, öngörülebilir ve güçlü kurumlu bir ülke olması, Avrupa'nın da menfaatine olacaktır. Türkiye, dinamik ekonomisi, genç nüfusu ve canlı sivil toplum yapısıyla, AB'nin birçok yeni üyesinden daha köklü bir demokratik geçmişe sahiptir." değerlendirmesini yaptı.
TÜRKİYE'YE UYGULANAN VİZE SORUNU
Avrupa ülkelerinin Türkiye'nin gençlerine, akademisyenlerine, iş insanlarına ve hastalarına karşı adaletsiz vize kısıtlamaları uygulamaması gerektiğini belirten Özel, Türkiye'nin 86 milyonluk nüfusuyla güçlü bir ülke olduğunu, bu durumun yalnızca bir parti veya kişiden ibaret olmadığını vurguladı.
Özel, CHP'nin Türkiye'yi Avrupa sisteminin ve Batı demokrasilerinin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü, AB ile Türkiye arasındaki sağlıklı ve ilkesel ilişkinin iki taraf için de faydalı olacağına inandığını ifade etti.
İBB BAŞKANI İMAMOĞLU'NUN ADAYLIĞI
Özel, CHP'nin 23 Mart'ta cumhurbaşkanı adayını belirlemek amacıyla bir ön-seçim gerçekleştireceğini ve bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "cumhurbaşkanlığı adaylığı unvanına resmi olarak sahip olacağını" açıkladı.
Ayrıca, Özel'in Brüksel ziyaretleri çerçevesinde, AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor ile de görüşmesi planlanıyor. Özel'in AP Dışişleri Komitesi (AFET) Başkanı David McAllister, S&D Başkanı Iratxe Garcia Perez, Avrupa Bölgeler Komitesi (CoR) Başkanı Kata Tüttö, Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Grubu Başkanı Luca Menesini, Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Avrupa Sosyalist Partisi Başkanı Stefan Löfven ve Genel Sekreter Giacomo Filibeck ile de görüşeceği bildirildi.