Beşiktaş'ta 29 kişinin yaşamını yitirdiği gece kulübü yangınıyla ilgili davada yargılama süreci devam ediyor.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun bulunduğu salonda gerçekleştirilen duruşmaya, tutuklu olan 5 sanık ve toplamda 11 sanık ile avukatları katıldılar.
Müştekiler, avukatları ve izleyicilerin de dahil olduğu duruşmada, bazı müştekilerin bulundukları şehirlerdeki mahkemelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılım sağladıkları görüldü.
Duruşmada, bilirkişi raporunun henüz oluşmadığı ve kaçak durumda bulunan sanık Feridun Tayfun Erelmas ile ilgili yakalama kararının devam ettiğine dair bilgiler verildi.
Önceki duruşmada SEGBİS ile tanık olarak dinlenen Erkan Dillice’nin ifadesinde bazı eksikliklerin bulunduğu tespit edildiği için ifadeye yeniden başvurulmasına karar verildi.

Tanıklık yapan Dillice, 10 yıldır çalıştığı gece kulübünde şef garson olarak görev yaptığını, işletmenin her Ramazan ayında kapandığını ve bayramın ilk günü yeniden açıldığını aktardı.
Daha önce bu kadar kapsamlı bir tadilat yapılmadığını vurgulayan Dillice, Ramazan dönemlerinde kendi malzemelerini topladıklarını, hasarlı eşyaları onarıma gönderdiklerini ve ardından izne ayrıldıklarını belirtti.
"YANGIN ÇIKTIĞINDA YOLDAYDIM"
Dillice, bu toplama işleminin genellikle 2-3 gün sürdüğünü ifade ederek, "Son kapanışımızda eşyaları toplarken, tüm personelin orada olduğunu biliyorum. Diğer şef garsonlarla konuşup izinleri de içeri bildirmiştik. İzinler başladıktan sonra, izin kullanmak istemeyen bazı arkadaşlar muhasebe ile görüştü ve işlerine devam ettiler. Kapatıldığımız günden itibaren olayın gerçekleştiği güne kadar sürekli bir akış olmadı. Ben ara ara gidip gelerek gönderdiğim eşyaları kontrol ettim. Ramazan'ın son haftasında biz de son hazırlıklarımızı yapıyorduk. Yangın çıktığında ben yolda idim ve yetişemedim." dedi.
İşletmeye yapılan tadilat sırasında DJ masası kurulumu yapıldığını ifade eden Dillice, bu masanın ağır malzemelerden oluştuğunu ve kurulum sırasında orada bulunduğunu ancak işlerin başkaları tarafından takip edildiğini belirtti.
İşletmede müşteri faaliyetinin olmadığı süre boyunca ücret almadıklarını, o gün oraya giden arkadaşların temizlikte görev almış olabileceğini belirtirken, "Çay ve kahve hizmeti verenler olmuş olabilir. Ayrıca, marangozun malzemelerini taşıyan komi ve garsonları da gördüm." şeklinde konuştu. Heyet, bilirkişi raporunun beklenmesini talep ederek duruşmayı 7 Nisan'a erteledi.

"KISA BİR KONUŞMA YAPILDI"
İşverenle herhangi bir doğrudan iletişimlerinin olmadığını aktaran Dillice, bir müşteki avukatının iş güvenliği eğitimi alıp almadıklarına dair sorusuna şu yanıtı verdi: "Geçen sene, yangın konusunda kısa bir bilgilendirme yapılmıştı. Sanırım bir itfaiye görevlisi gelmişti, tam olarak hatırlayamıyorum. O gün hangi yangına nasıl müdahale edileceğine dair genel bir bilgi verildi. Bu olayın yaşanmaması dileğimdir. Yangın söndürme sisteminin çalıştığını düşünüyorduk. Yangın tüpü de vardı ama hangi tüpün dolu, hangisinin boş olduğunu bilmiyorum."
"KALABALIKLIĞIN NEDENİNİ BİLMİYORUM"
Duruşmada tanık olarak söz alan Arda Arman Perihan, işletmenin halkla ilişkiler sorumlusunun yanı sıra marka yüzü olduğunu, yurtdışından gelen sanatçılarla ilgilendiğini, tadilat aşamasında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ifade etti.
Tadilat esnasında genellikle 10 kişinin çalıştığını belirten Perihan, olay günü işletmelerin bu kadar kalabalık olmasının nedenini bilmediğini söyledi.
Yangında hayatını kaybedenlerden Özkan Baş'ın kardeşi müşteki Önder Baş ise sanıklardan şikayetçi olduğunu vurgulayarak, "Kardeşimle birlikte uzun yıllar gece kulüplerinde çalıştım. O ortamda büyük bir dikkatsizlik olduğunu biliyoruz. İşletme sahiplerinin ucuz malzemeler kullanması ve iş gücü cimriliği doğru sonuçlar doğurdu. Kardeşim, mekanın sahibi tarafından çağrılarak oraya gitmiş, ancak işin ücretini de almamışlar. Mekan sahipleri, ücretsiz işçi çalıştırarak olayı ciddi bir tutumsuzluğa dönüştürüyor." ifadelerini kullandı.
İŞ GÜVENLİĞİ ÖNLEMİ ALINMAMIŞ
Duruşmada söz alan müşteki avukatları, iş güvenliği tedbirlerinin alınmadığına dair şikayette bulundular ve işletmede yönetici pozisyonunda bulunan herkesin tutuklanmasını talep ettiler.
Duruşmada yer alan tutuklu sanıklar ve avukatları ise tahliye talebi sundular.
Ara kararını veren mahkeme heyeti, tutuklu 5 sanığın üzerine atılı suçun niteliği, delillerin henüz toplanmamış olması, olay yeri inceleme raporları ve kuvvetli suç şüphesi gerekçelerini göz önünde bulundurarak tahliye taleplerini reddetti.
Firari sanık hakkındaki yakalama kararının devamına ve bilirkişi raporunun hazırlanmasının beklenmesine karar veren heyet, duruşmayı 7 Nisan'a erteledi.