İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Tabip Odası ile birlikte İzmir Sanat'ta "Terk" başlıklı bir panel düzenledi. 14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle gerçekleştirilen bu etkinlikte, meslek hayatında 50 yılı geride bırakan 93 doktora İzmir Tabip Odası tarafından onur plaketleri takdim edildi. Plaket alan sağlık çalışanları, aldıkları ödüllerin yanı sıra kırmızı karanfillerle onurlandırıldı. Bu hekimler, kendi meslek yolculukları üzerinden doktor olmanın anlamını ve sağlık sistemindeki eksiklikleri dile getirdi. Etkinlikte Dr. Haksun Acet ve Dr. Hayal Özkılıç, doktorların 14 Mart Tıp Bayramı’nı eğlenceli bir atmosferde kutlamalarını sağlayacak şekilde müzikler eşliğinde performans sergiledi. Ayrıca, Eşrefpaşa Hastanesi'nin doktorları, hemşireleri ve diğer sağlık çalışanları yöresel kıyafetlerle sahneye çıkarak keyifli halk oyunları oynadı.
"Onunla beraber ben de 9 ay sancı çektim"
Panelde plaketleri, Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap ve İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhun Özyurt takdim etti. Onur plaketini alan 74 yaşındaki Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Lütfiye Coşkun, “Eskiden 50 yıl nasıl geçiyor diye merak ederdim. Şimdi o yılları geride bıraktım ve bu durum beni çok mutlu ediyor. Hekimlik, insanlığa hizmet etmek demektir. Bir insanın hayatına bu denli dokunmak, onun üzerine titremek anlamına geliyor. Ben sağlıklı bir toplum yaratabildiğimizi göreceğim zamana ulaşmak istiyorum” şeklinde duygularını ifade etti. Meslek hayatından unutamadığı bir olayı aktaran Dr. Coşkun, “Bir kadın 8 yıl boyunca çocuğunun olmaması nedeniyle sağlık ocağına gelmişti. Fakat kadında kabakulak vardı ve hamilelik sonlandırılmalıydı. Ancak kadın, ‘Sakat doğursa da doğuracağım’ diyerek kararlıydı. Ben de onunla beraber 9 ay boyunca bu sürece katıldım. Bu tür durumlar nadirdir, ama sonuç olarak doğum çok sağlıklı bir şekilde gerçekleşti. Ben, genetik hastalıkları önlemek isteyen bir hekimim ve toplumun hasta olmadan önce sağlığını önemsemesi gerektiğini düşünüyorum. Meslekteki 50 yılımı geride bıraktım, umarım böyle bir toplumu görmek de nasip olur” diye ekledi.
"Şimdiki sağlık sisteminden hoşnut değiliz"
Ödül alan bir diğer hekim, 73 yaşındaki İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Haksun Acet, 1975 yılında Ege Üniversitesi'nden mezun olduğunu belirtti. Meslekte 50. yılını doldurmuş olmanın kendisine mutluluk verdiğini söyleyen Dr. Acet, “Bu mesleği yerine getirmekten büyük bir onur ve zevk duyduk. Hala çalışmaya devam ediyorum; hastalarımıza yardımcı olmak, en büyük dileğimiz. Hekim olmanın verdiği gurur çok büyük. 'Eski sistem tarihe karıştı' deniyor ama bizler eski sistemi yaşayan hekimler olarak mevcut sağlık sisteminden memnun değiliz” şeklinde konuştu.
"Gençlere maalesef fırsat tanımıyoruz"
Plaket alan Dahiliye Uzmanı Dr. Fadime Gören, “Ben de 73 yaşındayım ve bugün mesleğimde 50 yıl için bu plaketi aldım. Emekli olsam da hala çalışmaya devam ediyorum. Ödül almak beni çok mutlu etti, bu yaşta hala iş yapabilmekten dolayı da memnunum. Aslında hiçbir zaman hekim olmaktan pişmanlık duymadım fakat hekimlerin çalışma koşulları her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bizler güzel şartlarda işimizi yaptık ama genç nesil maalesef aynı imkânlardan yoksun durumda.” şeklinde görüşlerini paylaştı.
23 bin 400 ameliyat gerçekleştirdi
Etkinlikte 50 yıldan fazla bir süre sağlık hizmeti sunan hekimler de yer aldı. Genel Cerrahi Uzmanı 89 yaşındaki Dr. Nail Ceyhan, “Ege Üniversitesi'nin 11. öğrencisi ve 7. mezunuyum. 1983 yılında İzmir Tabip Odası Başkanlığı görevinde bulundum, ayrıca odanın logosunu çizen kişi de benim. Mesleğimi 78 yaşına kadar icra ettim. 23 bin 400 ameliyat yaptım. Hekimlik çok güzel bir meslek; gerçekten istemek önemli. İnsan, istediği alanda başarılı olur” ifadelerini kullandı. Dr. Ceyhan, unutamadığı bir anısını da şöyle aktardı: “Asistanım, göğsünde bir bıçakla hastaneye getirildi. 'Yaşamaz, ölür' dediler. Bazıları onu başka bir hastaneye sevk etmek istedi; ancak ben, 'Sevk edilirken ölür' dedim ve bu yüzden burada ameliyat yapacağım dedim. İlk defa kalp ameliyatı gerçekleştirdim. Hasta hayatta kaldı ve onu yaralayan kişi de katil olmaktan kurtuldu.”
"Hekim olmanın öncelikle insan olmayı gerektirir"
Etkinliğe katılan Patoloji Uzmanı Dr. Fikri Öztop da sağlık çınarları arasında yer alıyordu. Ege Üniversitesi'nden 1963 mezunu olduğunu belirten Dr. Öztop, “87 yaşındayım ve 60 yılı aşkın süredir hekim olarak hizmet verdim. Hekimlik, her şeyden önce insan olmayı gerektiren bir meslek. İnsanları sevmem gerektiğine inanıyorum ve bu nedenle hekim olmak istedim. Yeni nesil doktorlar zor bir dönemde çalışıyor. Bizler Türkiye'de hekimlik mesleğinin saygı gördüğü bir dönemde görev yaptık. Bugün en çok üzüldüğüm şey, toplumun hekime olan saygısını kaybetmiş olması” şeklinde sözlerini tamamladı.
